24 Ocak 2017 Salı

Yoğun Bakım Günleri

Mehmet'e pnömani yani zatürre teşhisi konuştu. Hastane'ye yattığından beribir gün iyi bir gün kötü inişli çıkışlı bir grafik izliyordu. Fakat biraz ani oldu sayılır ama 23/01/2017 tarihinde Mehmet artık nefes alamaz hale gelmişti. Burundan verdikleri oksijen takviyesi de yeterli gelmiyordu.

Acilen hastaneye Mehmet'in yanına gittiğimde hastabakıcılar kendsini yoğun bakıma indirmek üzereydiler. Mehmet'in beni görünce "Ölüyorum, nefes alamıyorum, ölüyorum" dediği hala kulaklarımda.

Mehmet'i saat 13 civarında yoğun bakıma indirdiler. Saat 15:00 ziyaret saatiydi. Mehmet hakkında bilgi almak adına yoğun bakım ünitesine girdim. Mehmet'i uyutmuşlar ve solunum cihazına bağlamışlardı. Yoğun bakım doktoruyla konuştuğumda pek iyi şeyler duymamıştım maalesef. "Solunum cihazına bağladık ve solunum cihazı %100de çalışıyor. Fakat bu bile yeterli gelmiyor. Böyle giderse durum daha da kötüleşebilir" demişti.
Mehmet'in başucundaki monitörden satürasyonunun 86 dolaylarında olduğunu görmüştüm.

Yanından çıktıktan sonra içimde büyük bir sıkıntı vardı. Durumu Mehmet'in yakınlarına izah etmem gerekiyordu. Anne ve babasına söylemedim ama diğer yakınlarına Mehmet'in durumunun ciddiyetini
anlatmıştım. Yolun sonuna geldiğimizi hissediyorduk.

Bir kaç saat sonra yanımıza Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ender Levent geldi. Mehmet'e bronkoskopi yaptığını, şu anda ciğerlerin açık olduğunu, oksijeninin düzeldiğini söyledi. Bu haber hepimizi mutlu etmiş, derin endişe içinden çekip çıkarmıştı.

Yoğun bakımda Mehmet, tam 15 gün kaldı. Bu süre içinde Mehmet'e 4 defa bronkoskopi yapıldı. Antibiyotik ve mantar tedavisi uygulandı. Tahlillerden Klebsilla Pneumoniae bakterisi olduğunu görmüştüm. Bir türlü bu bakteriyi yenemiyorlardı. Bronkoskopiyle ciğer temizleniyor, bir kaç gün sonra tekrar ciğerin içi sekrezyonla doluyordu. Ayrıca bu bakteri bir çok antibiyotiğe karşı da direnç kazanmıştı.

Neyse ki Mehmet bu bakteri sonunda yenmeyi başarmıştı. Yoğun bakımda artık canlanmış, canı sıkılmaya başlamıştı, Kendisinin servise çıkarılması anlamında doktorlara baskı yapıyordu. Sonunda 07/02/2017 tarihinde servise çıkarabildik Mehmet'i.

Yoğun bakım sürecinde her gün ölüp ölüp dirilmiştik. Bir bakteriyle yarışıyorduk. Mehmet biraz iyileşiyor, sonra tekrar kötüleşiyordu. Bu yarışı kimin kazanacağını bilemediğimizden her gün endişe içinde kıvranıyorduk. Hatta bir gün yoğun bakım ünitesinin kapısında ziyaret saatini beklerken, gerek Fatih Bey'in gerekse Ender Bey'in telaşlı hareketlerini gördüğümüzde Mehmet için koşuşturulduğu izlenimine kapılıp korkunç bir acı hissetmiştik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder