11 Ocak 2017 Çarşamba

Maltepe Üniversitesi Hastanesi

Çapa'dan haber beklediğimiz için Mehmet'i hastaneye götürmek anlamında ağırdan alıyorduk. Çünkü biliyorduk ki bir yere götürsek mutlaka orada bir süre kalacak ve o arada Çapa'dan çağırırlarsa hemen gidemeyeceğimiz için hakkımızı kaybedebilirdik. Ama 10/01/2017 tarihinde artık Mehmet'in durumu iyice kritikleşmişti. Zaten vücutta mineral, vitamin namına bir şey yoktu, bir de üstelik zangır zangır titriyordu.

Bu haliyle arabayla götürme şansımız olmadığından, özelden yine bir ambulans çağırdık. Ambulansla Maltepe Üniversitesi Hastanesi Acil Servis'e götürdük.
Derhal tahlil yapıldı, film çekildi. Acil doktoru, Mehmet'in karmaşık durumu karşısında istişare etmek adına poliklinikten dahiliye doktorunu çağırdı. Gelen doktor ise Yrd.Doç.Dr. Fatih Öner Kaya idi. Yani GATA'ya yatmadan önce bu hastaneye geldiğimizde yine yatış veren doktorumuz... Dönüp dolaşıp yine aynı yere gelmiştik. Fatih bey derhal yatış verdi yine.

Mehmet'in aklında, Çapa olduğundan, sadece serum bağlayın, öksürüğümüzü düzeltin sonra gönderin diyordu ama öyle bir şey olmasının imkanı olmadığını hepimiz görüyorduk.
Mehmet'in hastaneye girdiğindeki durumu doktorun yukarıdaki konsültasyonu iyi anlatmaktadır. Ayrıca dibe vuran kan değerleri de aşağıdadır.

Mehmet üzerine konulan tanılar ise uzun bir liste oluşturuyordu.


Bu tahlillerden sonra Mehmet'e güçlü bir kortizon tedavisi yapıldı. Oksijen bağlandı. Bu tedavi Mehmet'i biraz iyileştirir gibi oldu, hatta ilk kez ishal yerine katı dışkı yapmıştı. Bu durum bizi hayretler içinde bırakmıştı. Ama genel durumunun iyi olduğunu söylemek mümkün değildi.


Mehmet' iyice zayıflamışt durumdaydı. Tansiyonu sürekli çok düşüktü, 70/50, 80/60 civarındaydı hep. Hemşireler ölçüm yapmakta zorlanıyorlardı bile. Mehmet'in kolunun üstü artık o kadar inceydi ki tansiyon aletinin kola takılan kısmını 3-5 tur dolamak durumunda kalıyorlardı.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder