Yeni yıl sabahı acil serviste yazılıp bize verilen pusulalarla 05/01/2017 tarihinde Çapa'ya gittik.
İlk olarak Gastroentereloji polikliniğine gittik. Dr. Bilger Çavuş Mehmet'i görünce hatırladı. Zaten, Ağustos 21016 döneminde Mehmet Çapa'da yatarken kendisini takip ediyordu. Hatta Mehmet'i bu vaziyette görünce çok üzüldüğünü söyledi.
Mehmet'i görünce hastaneye yatırmak gerektiğini söyledi. Yatış için kontak bilgilerimizi aldı, sıraya yazdıracağını söyledi. Ayrıca evde kullanılmak üzere serum reçete etti.
Bilger Hanım'ın yanından ayrılıp Beslenme Polikliniğine gittik. Mehmet'in beslenme polikliniğindeki dosyasını çıkardılar. Ne de olsa Çapa'dan çıktıktan sonra birkaç defa takibe gelmişti.
Dosya çıkınca ihmalkarlığımızın boyutu da ortaya çıkmış oldu. 26/096/2016 da gelmişiz, bir daha da gelmemişiz. Önünde sonunda tekrar buraya geldiğimize göre beslenme konusunu neden bu kadar aksatmıştık ki?
Muayeneye girmeden önce Mehmet'i tarttılar ve 43kg geldi. Halbuki dosyamızda en son 53,8kg diye yazmaktaydı. Keşke düzenli olarak beslenme polikliniğine gelseymişiz.
Bu kadar tecrübeden sonra çıkardığımız birinci ders şu: CIPO (belki başka sindirim yolu hastalıkları da olabilir) hastalığını duyduğunuz an beslenme ile ilgili çok sıkı bir program çizin. Yoksa altı delik bir kabı doldurmaya çalışırsız. Halbuki kap daha boşalmadan üstten takviyeye başlarsanız, kabın boşalmasını geciktirirsiniz, belki de engellersiniz!!!
Muayenede Prof. Dr. Bülent Saka'yı ik kez orada gördüm ve tanıdım. Mehmet'i görür görmez, tıpkı Bilger Hanım gibi yatış verdi. Böylece hem beslenme servisinde hem de gastro servisinde yatış için sıraya girmiştik.
Bülent Bey, yatış vermesine vermişti ama yatış yapılana kadar geçecek süre için de Mehmet'in beslenmesine yönelik çok detaylı bir tarifte bulunmuş, büyük bir ciddiyetle tek tek yapmamız gerekenleri yazıp çizip elimize vermişti.
Mehmet'in ciddiyetle beslenme konusuna eğilmesi gerekiyordu. Artık bu konu birinci öncelik olarak ortaya çıkmıştı. Enteral yani ağızdan ve periferal yani damardan beslenmesi gerekiyordu. Ama damar yolu açılması Mehmet için bir işkenceydi. Bu durumda Bülent Bey, evimize yakın bir hastanede boyundan açılan juguler katater açılmasını önerdi. Bundan kaçışı yoktu, mutlaka damar yolundan besin alacaktı, sadece ağızdan almak yetmiyordu. Günde 500cc Oliclinomel isimli sıvı gıdayı alacaktı damardan. Oliclinomelin içine bir iki ilaç da takviye etmek durumundaydık. Bunu da bir şekil çizerek bize göstermişti. Ayrıca, Ensure isimli ağızdan alınan gıdayı da almak mecburiyetindeydi.
Bu Ensure dediğimiz gıda, Medeniyet Üniversitesindeki ameliyat sonrası Prof. Dr. Sinan Yol'un verdiği ilaçtı. Yani 6 ay sonra yine aynı şeyi yapmamız gerektiği söyleniyordu. Ne diye 6 ay önce şu Ensure'u içmemiştik ki?
Ayrıca gün aşırı kan tahlili yaptırmamızı istemişti Bülent Bey.
Bülent Bey'in yanından ayrıldıktan sonra parolamız belli olmuştu: Beslenme, beslenme, beslenme !!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder