27 Haziran 2016 Pazartesi

Karın ağrısını unutmuş, bacak ağrısının peşine düşmüştü…

Mehmet’in asıl rahatsızlığı karın ağrıları ve sürekli ishal durumu idi. Ama ameliyat sonrası Mehmet’e yapılan ağrıkesici enjeksiyon sonrası gelişen düşük ayak nedeniyle sol bacağında müthiş bir sancı vardı. Hatta bu ağrılar öyle şiddetliydi ki Mehmet artık asıl rahatsızlığını unutmuş, en önemli derdi bacağının ağrısı olmuştu. Bu ağrıdan dolayı 27/06/2016 tarihinde yani Sinan Bey’e dikişleri aldırmaya gittiğimizde Nöroloji doktoru Prof. Dr. Abdülkadir Koçer’in yanına gittik. Mehmet’in ağrısı için açıkçası daha önce verilen ilaçların dozunu arttırmaktan başka bir şey yapmadı. 3 ay sonrasına tekrar EMG çektirmek için randevu almamızı söyleyip bizi gönderdi.

Bu bacak ağrısı, gözlemlediğimiz kadarıyla Mehmet’in ameliyat yerinin iyileşmesini geciktiriyordu. Hareket edemediği için gazını atamıyordu. İshali devam ettiği için tuvalete gitmek ve gelmek çok zor oluyordu. Sol ayağını yerde sürüyerek koşarcasına tuvalete gidiyor, dönerken de “yoldan çekilin” diye bağırarak yatağına geliyordu. Geldiği gibi de sol ayağını göğsüne çekerek oturuyordu. Ağrısını en az hissettiği pozisyon buydu çünkü.

Artık bacak ağrısının peşine düşmüştük. Günlük olarak Erenköy Fizik tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi’ne gitmeye başlamıştık.  Mehmet’e bu merkezde fizik tedavi uygulanıyordu. Ama açıkçası pek faydası olmuyordu. Konunun uzmanı değilim ama bir iki lastikle gerdirme hareketi uygulanıyor, bu şekilde devam edeceksin deyip eve gönderiliyordu. Her ne kadar beğenmesek de belki faydası olur diye Çapa’dan haber gelene kadar Erenköy’e gitmeye devam ettik. Bu dönem içinde düşük ayak için bir ortez yaptırmıştık. Mehmet’in bu ortezi sürekli takması gerekiyordu ama bu konuda da ihmalimiz söz konusuydu.

Bu arada Medeniyet üniversitesini ve enjeksiyonu yapan hemşireyi dava etmeyi açık açık düşünüyorduk. Önce bir şikayet dilekçesi hazırlayıp hastane yönetimine verdik. Dilekçemiz,  birim birim dolaştıktan sonra bize fizik tedaviye devam etmeli diye bir sonuçla geri dönüldü. Neticede elimize tatmin edici bir cevap geçmedi, sadece “bakın şikayetinizi dikkate alıp sizinle ilgilendik” gibicesinden laf olsun diye bir cevap verilmiş oldu.


Her ne kadar enjeksiyonu yaparken düşük ayağa sebebiyet veren hemşireye son derece kızgın ve hırslı olsak da asli rahatsızlığımızın peşinde koşmaktan dava açmayı günümüze kadar hep ihmal ettik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder