İnternette araştırdığımız kadarıyla CIPO o kadar pis ve nadir
rastlanan bir hastalıktı ki bizim başımıza gelmiş olmasına ihtimal veremiyor,
durumu kabullenemiyorduk. Çapa’dan da tam bir netice almamamız yada aldığımız
neticeyi daha hazmedememiş olmamız bizi apar topar taburcu ettikleri izlenimi
veriyordu.
Dosyalarımızı alıp
05/09/2016 tarihinde Anadolu John Hopkins Hastanesinde Gastroenterelog
Doç. Dr. Murat Gürsoy’a gittik. Bu doktora, daha önce bir komşumuzun tavsiyesiyle
eşim görünüp memnun kaldığından Mehmet’i de götürelim demiştik. Murat Bey, dosyalarımızı tek tek inceledi.
Mehmet’i elle muayene etti. Murat Bey konuşurken “senin o kadar da karışık bir
hastalığın yok, al şu ilacı iç bir şeyin kalmaz” demesini bekler gibi boş
hayaller kuruyorduk. Tabi ki öyle bir şey demedi, konunun karışıklığını
vurguladı, Çapa’daki takibe devam etmemizi tavsiye etti. Sadece bir ilacın
dozunu değiştirmemizi istedi.
Aynı gün Mehmet’e psikiyatriden de randevu almıştık. Randevu
saatinde doktorun yanına beraber girdik. Daha sonra Mehmet’in içini rahatça
boşaltabilmesi için odadan ayrıldım. Dışarda epey bekleyeceğimi düşünüyordum ki
yarım saat geçmeden Mehmet geldi. Görüşmenin pek faydası olmadığını anladım.
Belki de Mehmet yeterince açılamamıştı. Neticede psikiyatrist Mehmet’e sindirim
sistemi hastalıklarında Çapa’nın Türkiye’de en iyi olduğunu söyleyip Çapa’ya
kontrole devam etmesini söyleyerek göndermiş.
Böylece bir başka uzmandan görüş almak da bize yeni bir
bilgi getirmemişti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder