Mehmet’in Çapadan taburcu olduktan sonra oldukça sağlıklı
bir dönem geçirdiğini, normal hayatına devam edebildiğini söylemek mümkündür.
Bu dönem içinde 83kg ağırlığa kadar ulaşmıştı. 1.83m boyu ile vücut kitle endeksi normal sınırlar
içinde idi.
Ancak Şubat 2016’da bir ishal başlamış ve günler geçmesine
rağmen bir türlü geçmek bilmemişti. Kendindeki kilo kaybını fark ediyordu. Her
zaman giydiği tişörtler pantolonlar yavaş yavaş bol gelmeye başlamıştı.
Artık bir doktora görünmesi gerektiğine kanaat getirmişti.
Ancak geçtiğimiz dönem içinde kendi doktoruna yani Çetin Karaca’ya hiç kontrole
gitmemiş olmanın verdiği bir mahcubiyet vardı. O nedenle önce yakınımızdaki bir
özel hastaneye gittik. Mart 2016’da Özel Kurtköy Ersoy Hastanesi Dahiliye
bölümünden bir randevu alıp şikayetimizi anlattık. Doktor bey, Mehmet’i
dinlerken tek tek notlarını alıyordu ve Mehmet Crohn hastası olduğunu
söylediğinde birden başını kaldırıp Mehmet’i daha dikkatle dinlemeye başladı.
Doktorun o sıra söylediği şey hala kulağımda:”Crohn öyle bir sinsi hastalıktır
ki ilaçlarını kullanır ve onunla mücadele edersen baskın tutabilirsin ama
ilaçlarını kullanmazsan hemen baş kaldırır ve seni perişan eder” demişti. Durum
böyle olunca, Mehmet’e kesinlikle kendi doktoruna kontrole gitmesini tavsiye
etti. Belki Crohn’dan kaynaklanmayan bir sebepten ötürü ishali vardır
düşüncesiyle bir iki tane ilaç verdi, bir hafta kullanmasını ve geçmezse
mutlaka doktoruna gitmesini söyledi.
Doktorun verdiği ilaçlar tabi ki fayda etmedi. Mehmet’in
ishali devam ediyordu. Bir taraftan Mehmet’in morali bu duruma iyice bozulmaya
başladı ve mahcubiyetini bir kenara bırakıp Prof. Dr.Çetin Karaca’dan randevu
aldı.