9 Aralık 2013 Pazartesi

İlk Hastane Tecrübemiz...

Mehmet'in ağrıları devam edince Prof. Dr. Mehmet Derya Onuk kolonoskopi önermişti. Ayrıca önceki verdiği ilaçları değiştirmiş, Ragi ve Meteospasmyl'e başlatmıştı.  Mehmet, kolonoskopiyi ilk defa yaptıracak olduğundan biraz ürkütmüştü.Bunun üzerine ikinci bir görüş almak üzere Maltepe Üniversitesi Hastanesi'ne başvurduk. Mehmet'in Afrika geçmişini dinleyen ve sıtma olasılığını göz önüne alan hastane, Mehmet'e yatış verdi.

Böylece ilk hastane tecrübemiz de başlamış oldu. 9 ila 11 Aralık 2013 tarihleri arasında Mehmet 3 gün hastanede yattı. Günlük kan tahlilleri yapıldı. Batın ultrasonofrafisi ve bilgisayarlı tomografisi çekildi. Olası sıtma enfeksiyonu için Sıtma Savaş Merkezine bildirim yapılarak kan numunesi gönderildi. Neticede sıtma parazitine rastlanmadı. Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF) olasılığı da ekarte edildi.

11 Aralık 2013 tarihinde yapılan bilgisayarlı tomografide aşağıdaki saptamalar yapılmıştı.

Bu tomografiden sonra, poliklinik takibi ile 1 ay sonra tekrar BT çektirmek üzere kontrole gelmesi önerilerek taburcu edildi. Ayrıca Combither isimli ilaca da devam etmesi istendi.

Taburcu olduktan 1 hafta sonra yaptırdığımız kan tahlili, doktorumuz tarafından olumlu olarak yorumlanmıştı. CRP değerinin düşmesini iyiye gidiş olarak göstermişti. 1 aya kadar Mehmet'in durumunun düzeleceğini ağrılarının geçeceğini umuyorduk.

15 Kasım 2013 Cuma

Afrika geçmişi ortalığı karıştırdı...

Detaya girmeden önce Mehmet'in yaşı ve mesleği hakkında bilgi vereyim:
Mehmet, 1975 Almanya doğumludur. 2001 yılında Sakarya Üniversitesini bitirerek inşaat mühendisi diploması almıştır. 2009'a kadar mermer işiyle uğramıştır. Bu tarihten sonra ise şantiyelerde aktif olarak inşaat mühendisliği yapmıştır. Ayrıca halen bekardır.

Mehmet'in belki 15-20 yıldır midesiyle ilgili bir sorunu varmış. 30 yada 40 günde bir midesi şişer ve şiddetli ağrı yaparmış. Hatta karnına dokunamayacak kadar ağrısı olurmuş.  Böyle zamanlarda Buscopan ve Fomodin içip 1-2 gün istirahat edermiş ve ağrısı geçermiş. Yani bu şekilde yaşamaya alışmış olduğundan bir doktora gitme ihtiyacı da duymamış. Ta ki 2013 yılına kadar...

Mehmet, 2013 yılının Temmuz ayında inşaat mühendisi olarak İnci Grup ile Afrika'ya Fildişi Sahilleri'ne çalışmaya gitmişti. Kendisinin anlattığı kadarıyla koşullar pek iyi değilmiş. Gittikten 2 ay sonra ishale yakalanmış ve ishal bir türlü geçmek bilmemiş. Durum böyle olunca Kasım 2013'te tekrar Türkiye'ye dönmüştü.

Türkiye'ye döndükten kısa bir süre sonra Özel Maltepe Tıp Merkezi'ne gidip Gastroenterelog Prof. Dr. Mehmet Derya Onuk'a göründük. Bir takım kan tahlilleri istedi ve endoskopi yaptı. Ancak önemli bir bulgu elde edemedi. Tanı olarak "Erozif Antral Gastrit", "Mideye Safra Reflüsü", "Eritremli Duodenit" dedi. Kan tahlillerinde ise CRPnin ve sedimantasyonun oldukça yüksek çıktığını söyledi.

Diğer taraftan artık Mehmet'in geçmişine Afrika serüveni'de girmiş olduğundan enfeksiyon hastalığı açısından araştırılmak üzere Kartal Lütfi Kırdar'a gittik. HIV virüsü başta olmak üzere bir çok enfeksiyon hastalığı açısından tetkik ettiler. Sonuçta enfeksiyon lehine bir bulguya rastlanmadı.

Rastlanmadı ama aradan geçen bunca seneye rağmen hastalık geçmişine eklemek zorunda kaldığımız bu Afrika serüveni her zaman aklımızın bir köşesinde soru işareti olarak kaldı. Görünüp hikayemizi anlattığımız her doktor Afrika konusunun üzerinde hassasiyetle durmuştur. Enfeksiyon hakkında tahlillerimizin yapıldığını ve negatif çıktığını söylememiz bile doktorların yüzündeki şüpheli bakışı pek azaltmıyordu.

Gastroenterelog, Mehmet'e Nidazol, Antepsin ve Motilium isimli üç ilaç verdi. Bu ilaçlar Mehmet'in ishalinin kesilmesine yardımcı olmuştu ama ağrısı ve halsizliği halen devam ediyordu.
Bir hafta sonra yani Aralık 2013'te gastroentereloga tekrar kontrole gidildiğinde kolonoskopi yapılmasını önerdi.